1 Ocak 2021 Cuma

Kurşun Asker

Hans Christian Andersen

[Bu hikaye veya masal, Andersen'in bir halk masalına veya edebi bir modele dayanmayan ilk hikayesidir.  İngilizceye "sadık teneke asker" olarak çevrilmiştir (The Steadfast Tin Soldier"). Masal; oyuncak dansçıları, kaleleri ve kuğularıyla on dokuzuncu yüzyıl "çocuk odası dünyası"nı çağrıştırmaktadır. Andersen bu  masalında kaderin mutlak hakimiyetine,  kader karşındaki çaresizliğe mi göndermek yapmaktadır? Kıpırdayamayan, konuşamayan, aşkını söyleyemeyen zavallı asker kaderin elinde oyuncak olarak o trajediden başkasına doğru sürüklenir ve sevdiğine ancak ölümle kavuşur.]


Andersen'in ilk çizeri olan Vilhelm Pedersen'ın çizimi (1850)

Bir zamanlar yirmi beş tane kurşun asker varmış. Aynı kurşun külçesinden doğdukları için, hepsi de kardeşmişler. Tüfek omuzda, başları dik, bıkıp usanmadan dosdoğru karşıya bakarlarmış. Mavi, kırmızı renkli üniformaları da pek gösterişliymiş. Bulundukları kutunun kapağı ilk açıldığında, duydukları ilk sözcükler, “Kurşun askerler!” olmuş. Ellerini çırparak bunu söyleyen küçük bir oğlanmış; kurşun askerler oğlanın doğum günü armağanı imişler. Oğlan onları bir masanın üzerine dizmiş. Kurşun askerlerin hepsi tıpatıp birbirlerine benziyorlarmış ya, yalnız bir tanesi ötekilerden biraz farklıymış. Kalıba dökümü yapılırken yeterince kurşun kalmadığı için, tek bacaklıymış o asker! Ama tek bacağı üstünde, iki bacaklı olanlar kadar sağlam durmaktaymış. En çok ilgi uyandıran da işte bu tek bacaklı asker olmuş.