Marguerite Yourcenar
ANIMULA, VAGULA, BLANDULA
Oburluk, Romalı kusurudur; ben her şeyden birazcık tatmaktan
her zaman için zevk duymuşumdur. Hermogenes yemek alışkanlığımı değiştirmeye
gerek duymadı; ancak fırsat buldukça açlığımı hemen gidermek için ilk verilen
yiyeceği atıştırma sabırsızlığımı önlemeye çalıştı. Gezi ya da savaşların tatsız
yanı sayılabilecek geçici açlığı, ya da isteyerek yemekten vazgeçmeyi denemiş
zengin bir insanın, az yiyorum diye övünmesinin hiç de hoş kaçmadığı ortadadır.
Belirli şölen günlerinde tıka basa doymaya çalışmak her
zaman için yoksulların hırsı, sevinci ve doğal gururu olmuştur. Ordu
eğlencelerinde, kızarmış et kokusunu, sıyrılan tencerelerin gürültüsünü
severdim; ordu ziyafetleri (kışlada çıkan yemeğe ne ölçüde ziyafet
denilebilirse) neşe ve bolluklarıyla, her zaman için çalışma günlerinin kıtlığında
denge sağlamışlardır. Saturnalia'nın meydanlarında kızartılan yiyeceklerin
kokusuna her zaman dayanabilmişimdir ama Roma'nın ziyafetleri bana öylesine can
sıkıcı ve itici gelmiştir ki, bir kesif ya da askeri harekâtta her ölümle
yüzyüze geldiğimde bir ziyafete daha katılmak zorunda kalmayacağım için kendimi
avutmuşumdur.
Beni bir sofu olarak nitelendirip haksızlık etme; tek amacı
yaşamımızı sürdürmek olan ve günde iki ya da üç kez yinelenen bir eylem elbette
küçümsenecek bir şey değil. Bir meyve yemek, bize yabancı olan, ama bizim gibi toprak
tarafından korunup beslenen canlı bir nesneyi içimize almaktır; bir kurbanı
tüketip başka nesneler pahasına kendimizi yaşatmaktır. Bir asker somununu her
ısırışımda, bu kaba ve ağır karışımın kendisini, kan ve sıcaklığa, sırasında yürekliliğe
nasıl dönüştürebildiğine her zaman şaşakalmış, büyülenmişimdir. Ne yazık ki
aklım en iyi gününde bile, bedenin bu birleştirici gücünün bir nebzesine olsun
sahip çıkamamıştır.
Marguerite Yourcenar, Hadrianus'un Anıları, "Memoires d'Hadrien", Adam Yayıncılık, Birinci Basım: Mayıs 1984, s. 15
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder